Merhaba,
Bir önceki yazıya kaldığımız yerden devam ediyoruz. Sırbistan Gezisi için ilk günüm! Saat sabah 10:00’da ayağa dikildim, market alışverişini buranın BİM kadar yaygın bir market zinciri olan SHOP&GO’dan yaptım.
Fiyatlar ucuz olduğu ve Türk lirası Sırp Dinarından ucuz olduğundan alım gücüm fazla. 12 yumurta, peynir, sosis derken portakal suyuyla kahvaltıyı hacıladım. Sırpların ilk gözüme çarpan özellikleri yardımsever olmalarıydı 🙂
Duş alıp elimde harita yola koyuldum, havalimanından aldığım haritada önemli noktaların yeri belirlenmiş. En yakın olanlarından bir tanesi St. Mark’s Curch. Talihim o ki düğüne denk geldim.
Yine bu kiliseye oldukça yakın olan ve Sırbistana giden herkesin görmesi gerektiğini düşündüğüm Nikola Tesla Müzesine gittim. Buradan çıktıktan sonra Bulevar Kralija Aleksandra caddesinde bulunan Love Cafe‘ye uğradım, mekan sade ve fiyatlar uygun, tavsiye ederim.
Bu kadar yol gelip nargile tüttürmeden olmaz 🙂 Hemen muitime en yakın nargileciyi araştırdım. Daireme gelen elektrikçi ustanın tavsiyesi üzerine Makedonska caddesinin köşesindeki Big Pizza’nın karşısındaki Romance Nargile kafesine gittim.
Bu esnada nargileci ile sohbete tutuştuk. Kendisinden şunları duyum aldım; Sırp halkının ekseriyeti Avrupa Birliğine girmeyi istemiyor. Bu üyeliğin kendilerine sadece ekonomik olarak az miktarda fayda sağlayacağına inanıyorlar. Sadece üreten, sanayi ve tarım toplumunun bu birlikten faydalanabileceğini düşünüyorlar.
Nane El-Fakir ile nefesi tazeledikten sonra Dva Jelena Restaurant‘a gidip yarım kilo olduğunu tahmin ettiğim geleneksel Sırp eti olan Pleskavitsa yedim. Hani löp et denir ya, işte bu oydu..
Hava kararınca istirhate çekildim ve geceyi mali planlama ve seyahat planı hazırlamakla geçirdim. Buradan önceki yazıya göz atmayı unutmayın.
İlk Yorumu Siz Yapın